1. Kabe'yi boğarcasına çevreleyen büyük büyük binalar. Eskiden 8 - 10 kattan başlayan oteller yapılmış. Şimdi ise dev gökdelenler alışveriş merkezleri birbiriyle yarışıyor. çok sayıda büyük bina ise ömrünü tamamlamış olduğu için kullanılmıyor. Kimisinin kapısına kilit vurulmuş, kimisi ise yenisinin yapılması için yıkılmayı bekliyor.
2. Her taraf pislik. Yerlere tükürmek, çöp atmak serbest. En afilli alışveriş merkezlerinin önünde, kabenin yanında bile aynı pislik. yemek artıkları, toz, poşet, kağıt vs. Aslında kabede temizlikçiler, kabe dışında ise çöpçüler var. Fakat bu hiçbir zaman yeterli olmuyor. Yol kenarlarında daima toz birikintisi, poşet kağıt pet şişe kola kutusu vs bulunuyor.
Yemek artıkları hayvanlar yesin diye kaldırımlara veya çimenliklere dökülüyor. bir de güvercinleri beslemek için buğday satanlar var.
Kabenin yanındaki kısa bir yolda büyük ihtimalle fazladan dökülmüş buğday tanelerini çiğneyeceksiniz.
Kaldırımlarda yol kenerlarında pilav artığı ve tavuk kemikleri görmeniz işten bile değil.
3. Ulaşım altyapısı yetersiz. Özellikle sabah namazı, cuma namazı ve ikindi ile akşam namazları arasında yoğun trafik var. Kabe yanında taksiler dolmuşlar ve otobüsler yaya trafiğini aksatıyor. Şehirlerarası yollar ise bahsettiğimiz vakitlerde hıncahınç dolu.
Burada zaten asıl suudi halk zengin. Arabalar ucuz. Benzin sudan ucuz. Herkesin hususi arabası var ve herkes taksicilik yapabiliyor.
Ayrıca insanlar trafik kuralları ve karşılıklı saygı konusunda son derece duyarsız ve umursamaz.
yayalarda olduğu gibi arabalardan çöp atmak ve sokağa tükürmek serbest. Hiçkimse de rahatsız olmuyor.
4. Kabe zamanla ne kadar genişletilse de hala yetersiz kalıyor. Özellikle namaz vakitlerinde giriş ve çıkışlarda izdiham yaşanıyor. Cuma namazı kılmak istiyorsanız 2 saat önceden gelip iç mekanda yer bulmanız önerilir.
Cuma namazında kalabalık sokaklara ve yollara taşıyor. İnsanlar birbirinin önünden, safların önünden umursamadan geçiyor.
Kabenin dış kısmında yerler mermer ve beyaz fayansla kaplanmış. Bu güneş ışığını yansıtıp gözleri rahatsız ediyor. Bu alanda kimileri çıplak ayakla, kimileri terlikle, kimileri ayakkabıyla dolaşıyor. Aynı yerde yüzlerce kişi namaz kılıyor.
Kabenin kapalı alanına girilen kapıda ayakkabı ve terlik çıkarmak ise zorunlu.
Burada yerellerin bir kısmı abdest alma yerine giderken ayakkabılarını çıkarıyor, bazıları da abdest aldıktan sonra çıplak ayakla namaz kılma yerine gidiyor. Yürüdüğü yol ise tuvalet yoluyla aynı. Ayakkabılı, terlikli, çıplak ayaklar; tuvalete giden, tuvaletten çıkan, abdest alan herkes aynı yoldan geçiyor.
Kabenin içinde bile insanlar namaz kılanların önünden geçiyor.
Birçok kişi kabenin içindeki yürüme yolundayken olduğu yerde namaza duruyor. Durdukları yerde yolu kapattıkları için izdiham oluyor. Bu durumda kabeye giren ve çıkan diğer insanlar mecburen onların önünden geçiyor.
5. Mekke merkezinde neredeyse ağaç ve yeşillik yok gibi. Boş yer bırakmamacasına her yer beton binalarla doldurulmuş. geliş gidiş yolundaki refüjde ve tek tük evlerin bahçesinde ağaç görebiliyorsunuz.
Hemen hiç kimsenin ağaç ve çiçek merakı yok. İstek olsa kolayca saksı vb ile çiçek ve yeşillik yapılabilirdi.
6. Şehir planlaması, çevre düzenlemesi gibi bir şey söz konusu bile değil. Sıkışık dev binalar, büyük oteller ve pahalı arabalar her yerde gözünüze batıyor.
Ama bununla birlikte sanki geri kalmış bir afrika ülkesindeymiş izlenimi uyandırıyor. Yollar ve ve kaldırımlarda toz çöp ve yağ kiri kalıcı leke bırakmış. Birçok bina, ev ve dükkan bakımsız.
2. Her taraf pislik. Yerlere tükürmek, çöp atmak serbest. En afilli alışveriş merkezlerinin önünde, kabenin yanında bile aynı pislik. yemek artıkları, toz, poşet, kağıt vs. Aslında kabede temizlikçiler, kabe dışında ise çöpçüler var. Fakat bu hiçbir zaman yeterli olmuyor. Yol kenarlarında daima toz birikintisi, poşet kağıt pet şişe kola kutusu vs bulunuyor.
Yemek artıkları hayvanlar yesin diye kaldırımlara veya çimenliklere dökülüyor. bir de güvercinleri beslemek için buğday satanlar var.
Kabenin yanındaki kısa bir yolda büyük ihtimalle fazladan dökülmüş buğday tanelerini çiğneyeceksiniz.
Kaldırımlarda yol kenerlarında pilav artığı ve tavuk kemikleri görmeniz işten bile değil.
3. Ulaşım altyapısı yetersiz. Özellikle sabah namazı, cuma namazı ve ikindi ile akşam namazları arasında yoğun trafik var. Kabe yanında taksiler dolmuşlar ve otobüsler yaya trafiğini aksatıyor. Şehirlerarası yollar ise bahsettiğimiz vakitlerde hıncahınç dolu.
Burada zaten asıl suudi halk zengin. Arabalar ucuz. Benzin sudan ucuz. Herkesin hususi arabası var ve herkes taksicilik yapabiliyor.
Ayrıca insanlar trafik kuralları ve karşılıklı saygı konusunda son derece duyarsız ve umursamaz.
yayalarda olduğu gibi arabalardan çöp atmak ve sokağa tükürmek serbest. Hiçkimse de rahatsız olmuyor.
4. Kabe zamanla ne kadar genişletilse de hala yetersiz kalıyor. Özellikle namaz vakitlerinde giriş ve çıkışlarda izdiham yaşanıyor. Cuma namazı kılmak istiyorsanız 2 saat önceden gelip iç mekanda yer bulmanız önerilir.
Cuma namazında kalabalık sokaklara ve yollara taşıyor. İnsanlar birbirinin önünden, safların önünden umursamadan geçiyor.
Kabenin dış kısmında yerler mermer ve beyaz fayansla kaplanmış. Bu güneş ışığını yansıtıp gözleri rahatsız ediyor. Bu alanda kimileri çıplak ayakla, kimileri terlikle, kimileri ayakkabıyla dolaşıyor. Aynı yerde yüzlerce kişi namaz kılıyor.
Kabenin kapalı alanına girilen kapıda ayakkabı ve terlik çıkarmak ise zorunlu.
Burada yerellerin bir kısmı abdest alma yerine giderken ayakkabılarını çıkarıyor, bazıları da abdest aldıktan sonra çıplak ayakla namaz kılma yerine gidiyor. Yürüdüğü yol ise tuvalet yoluyla aynı. Ayakkabılı, terlikli, çıplak ayaklar; tuvalete giden, tuvaletten çıkan, abdest alan herkes aynı yoldan geçiyor.
Kabenin içinde bile insanlar namaz kılanların önünden geçiyor.
Birçok kişi kabenin içindeki yürüme yolundayken olduğu yerde namaza duruyor. Durdukları yerde yolu kapattıkları için izdiham oluyor. Bu durumda kabeye giren ve çıkan diğer insanlar mecburen onların önünden geçiyor.
5. Mekke merkezinde neredeyse ağaç ve yeşillik yok gibi. Boş yer bırakmamacasına her yer beton binalarla doldurulmuş. geliş gidiş yolundaki refüjde ve tek tük evlerin bahçesinde ağaç görebiliyorsunuz.
Hemen hiç kimsenin ağaç ve çiçek merakı yok. İstek olsa kolayca saksı vb ile çiçek ve yeşillik yapılabilirdi.
6. Şehir planlaması, çevre düzenlemesi gibi bir şey söz konusu bile değil. Sıkışık dev binalar, büyük oteller ve pahalı arabalar her yerde gözünüze batıyor.
Ama bununla birlikte sanki geri kalmış bir afrika ülkesindeymiş izlenimi uyandırıyor. Yollar ve ve kaldırımlarda toz çöp ve yağ kiri kalıcı leke bırakmış. Birçok bina, ev ve dükkan bakımsız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder